Meme, meme hastalıkları açısından kadınların bir dezavantajıdır. Kadın meme kanseri erkeklerden 100 kat daha fazladır. Dünyada ve ülkemizde, meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanserdir. Meme kanseri en sık menapoz döneminde görülür. Erken dönemde (Evre 1) yakalanırsa 5 yıllık sürvi %100’dür (Evre 2’de %93, evre 3’de %72, evre 4’de %22).
Meme lezyonlarının (hastalıklarının) çoğu palpe edilebilir (ele gelir) ve çoğu benign olmakla birlikte hemen hepsinin meme kanseri ile karışabileceği unutulmamalıdır. Bu durum özellikle fibrokistik değişikliklerde çok önemlidir çünkü meme kitlelerinin en sık nedenidir.
Meme hastalıklarının yaygınlığı her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle birçok ülkede meme tarama programları kullanılmaktadır. Türkiye’de kadınlarda herhangi ek bir problem olmaması durumunda 40 yaş sonrasında her yıl meme taraması önerilmektedir. Bu nedenle ülkemizde 40 yaş sonrasında yıllık meme ultrasonu, yıllık ya da iki yıllık aralıklarda mamografi incelemesi gerekmektedir.
Meme ultrasonu ile meme kitlelerinin, meme kistlerinin, meme enfeksiyonları ve abselerinin, meme süt kanallarındaki genişleme ve içlerindeki olası kitlelerin, meme içerisindeki lenf bezlerinin, damarsal ya da cilt altı yağ doku kaynaklı kitlelerin tanısı konulabilir.
Memede saptanan kitlelerin ultrasonu özelliklerinin değerlendirilmesi ile iyi huylu, kötü huylu ya da şüpheli olduğu söylenebilir. İyi huylu kitlelerin normal meme dokusuna göre kötü huylu kitlelerle dönüşmesinin riski daha yüksek olduğu için 3 veya 6 ay aralıklarla meme ultrasonu ile takip edilmelidir. Şüpheli kitlelerin kısa aralıkla takibi, mamografi ve meme MRG ile değerlendirilmesi gerekebilir. Meme ultrasonunda büyük olasılıkla kötü huylu olduğu düşünülen kitleler için ise meme ultrasonu eşliğinde biyopsi yapılması gerekecektir.